Eskiden karşı cinsle yaşadığım ilişkilerde, bazen hiç beklemediğim bir anda konusunu bile anlayamadığım bir tartışma çıkıyor ve ortam birden geriliyordu. O andan itibaren yaptığım şey, biraz karşı tarafı anlamaya çalışmak, daha çok da kendimi anlatmaya çalışıp durmaktı. Bu anlama-anlatma çabası hiçbir işe yaramıyor; beni, onu ve ilişkiyi yoruyordu.
Bu döngüye başka bir açıdan bakmam Osho'dan okuduğum, Oscar Wilde'a ait olduğunu öğrendiğim bir sözle oldu: Kadınlar anlaşılmak için değil sevilmek içindir.
Yakın zamanda, yine kendimi konunun ne olduğunu bile anlayamadığım bir tartışmanın içinde bulduğumda, bu sefer kendimi anlatmak ve karşımdaki kişiyi anlamak çabasına girmek hiç içimden gelmedi. Öfkeli de değildim, belki sadece biraz "neler oluyor, şimdi ne yapmalıyım?" telaşı vardı.
Karşımdaki kişi benden uzak duruyordu. Sadece sarılmak istedim ve sarıldım. Zorlamadan... İkimizin de gözünden birkaç damla yaş aktı. O an anladım ki bazen birisine onu sevdiğimizi hatırlatmak yeterli oluyor. Hem de sadece sarılarak. Bir şey söylemeye bile gerek duymadan.
Konu o gün kapandı, aramızdaki gerilim boşaldı. Hatta ilişkimiz böyle enteresan bir deneyim yaşadığımız için daha bile güçlendi.
İlgili Yazılar |
|
|
Yorumlar