Bir danışanım görüşme sırasında kendisini anlatırken "Ben balık hafızalıyım" dedi.
Evrende hatırlayan hallerimiz olduğu gibi unutan hallerimiz de var. "Ben şöyleyim, ben böyleyim" gibi olumsuz ifadelerle kendimizi tanımladıkça, kendimizi eksiltmeye başlıyoruz. Olumsuza odaklanıp diğer hallerimizi göremez oluyoruz. "Ben balık hafızalıyım" dediğinizde, zihin unutan hallerinizi "bak yine unuttun" diyerek kaydediyor. Hatırlayan hallerinizi ise "aman canım ne var bunda, bunu herkes hatırlar" deyip görmezden geliyor. Sadece unuttuklarınızı kaydettiğiniz için de bir süre sonra kendinizi hep unutuyor zannediyorsunuz.
"Balık hafızalıyım" diyen danışanım, dört görüşme önce konuştuğumuz şeyleri gayet net hatırlıyordu, vatandaşlık numarasını ezbere biliyordu.
Burada önemli olan hangi halinizi yaşatmak istediğiniz. Unutanı mı, hatırlayanı mı?
Bir bilge yanındakine şöyle demiş: "İçimde iki kurt var. Biri sakin ve huzurlu, diğeri de vahşi ve saldırgan. Bunlar birbiriyle kavga edip duruyor". Yanındaki "Peki hangisi kazanıyor?" diye sormuş. Bilge de şu cevabı vermiş: "Hangisini beslersem o".
Kendinizi tanımlamak için kullandığınız her cümleyle aslında o yanınızı besleyip büyütüyorsunuz. Sadece olanı görebilmek için önce "Ben şöyleyim, ben böyleyim" gibi tanımları bırakmak gerekiyor.
Her gün yeniye doğuyoruz. Tanımları bırakırsanız yeni hallerinizle kolaylıkla tanışıp bütünleşebilirsiniz. Şimdi bir düşünün, siz hangisini besliyorsunuz?
İlgili Yazılar |
|
|
Yorumlar
anladığım kadarıyla olmsuz yönlerimizi görüp,onların farkında olmak ama kendimizi bu tanımlamalardan kurtarmak