Şehir hayatında çok ses var. Biz bu seslerin içinde kendi sesimizi duyamaz oluyoruz. Kendimizin aslında ne istediğinin, neye ihtiyacının olduğunun farkında bile değiliz. Kendimize uzağız. Uzak olunca, başkasına hiç yaklaşamıyoruz.
İhtiyaçlarımızın farkında olmadığımız için aslında hep açız. Aç olduğumuz için daha saldırgan, daha öfkeliyiz. İlişkiye vermek için değil almak için giriyoruz. Sevgi almak, şefkat almak, takdir almak... Bunları biz bile kendimize veremezken başkalarının bize vermesini bekliyoruz.
"Bir şeyler eksik" deyip o eksikleri dışarıdan tamamlamaya çalışıyoruz. "Geç kaldım" endişeleriyle daha çok koşup kendimizden daha da uzaklaşıyoruz.
Şehrin hızına rağmen biraz yavaşlayabilsek, biraz kendi sessizliğimizde kalabilsek, kendimizi daha iyi duyabileceğiz. Biz dengelendikçe ilişkilerimiz de dengelenecek. O zaman ilişkiyle dengelenme çabasından vazgeçeceğiz.
Bu yazı, İstanbul Life dergisinin Şubat sayısına Sevgililer Günü için verdiğim röportajdan alınmıştır.
İlgili Yazılar |
|
|
Yorumlar
BUNU YAPMAYA ÇALIŞIYORUM.HIMMM BİRDE DERİN DERİİN KARNIMDAN NEFESLER ALIYORUM DÜNDEN BERİ TEŞEKKÜRLER..