Bu bölümden sitemiz üyelerine sunduğum, bakış açınızı değiştirecek ve adım atmanızı sağlayacak ücretsiz içeriğe ulaşabilirsiniz.
Bu bölümde, Hayatınızı değiştirecek 50 güçlü soru dokümanı ve birçok uygulama içeren yazı bulunuyor.
Ayrıca sitemize üye olduğunuzda ayda birkaç kez gönderilen e-postalarla, yeni eklenen yazılardan da haberdar olabileceksiniz.
Aşağıdaki yazıyı Osho'nun Aşık Olmak kitabından aldım. Aşık olamayanlara, hâlâ aradığı ilişkiyi yaşayamayanlara 3 adımlık çok basit bir reçete veriyor. Kitaptan oldukça kısaltarak aldığım bu bölümü sizlerle de paylaşmak istedim.
İlk adım anne babandan kurtulmaktır. Ve bununla annene babana karşı saygısız ol demek istemiyorum, hayır. Bunu söyleyecek en son kişi benim. Fiziksel anlamda anne babandan kurtulman gerektiğini söylemiyorum, demek istediğim şey, içerideki anne baba seslerinden, içindeki programdan, içindeki kasetlerden kurtulman gerekiyor. Sil onları.
Aşağıdaki yazıyı Marilee Adams`ın Soruların Gücü kitabından aldım. Kitabın özünü anlatan Seçim Haritası`nı da kendisinin web sitesinden indirerek hem Türkçeleştirdim hem de Türkiye`ye uyarladım. Hangi soruları sorarak hayatımızı nereye doğru götürüyoruz, incelediğinizde çok iyi anlayacaksınız. Şemanın iki sayfadan oluştuğunu hatırlatmak isterim. Basıp başucunuza asabilirsiniz.
Hiç geriye dönüp, "Şu dakikadan önce yaşamım şöyleydi, ondan sonra böyle oldu" dediğiniz oldu mu? Kendi yaşamımda aynen böyle bir anda, bu kitabın ve Sorularla Düşünmek olarak adlandırdığım araç ve becerilerin tohumları atıldı. Yirmi yıldan uzun bir zaman sonra, o anı hâlâ şükranla hatırlıyorum. O andan esinlenen çalışma, yalnız benim yaşamımı değil, başka bir sürü insanın yaşamını da etkiledi. Yaşam değiştiren o anın hikâyesini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Dün gibi hatırımda. Doktora danışmanımla telefonda görüşüyordum. Çok önem verdiğim bir çalışmayla ilgili görüşlerini bekliyordum. Nefesimi tutmuş, büyük övgüler bekliyordum. Onun yerine danışmanımın "Marilee, bu kabul edilebilir değil" dediğini duydum.
Midem allak bullak oldu. Doğru mu duymuştum? O günlerde, eleştirel yorumlar karşısında gözyaşları içerisinde kalıyordum. Yıllardan beri kendi iç eleştirilerimi susturmaya, kendime karşı daha hoşgörülü olmaya uğraşıyordum. Biraz ilerleme kaydetmiş olmama rağmen elimde çabalarımın işe yaradığını gösteren önemli bir kanıt yoktu. O an, mucizeye benzer bir şey oldu.
Aşağıdaki yazıyı çok sevdiğim kitaplardan biri olan Tanrılar Okulu’ndan aldım. Sorunun hep dışarıda olduğuna kendini ve etrafındakileri ikna etmeye çalışanlara harika bir kaynak. Yüzleşmenin harika bir başlangıcı!
“Alo, ben kimim?”
Gün daha sabahın köründen tırısa kalkmıştı. Samia’daki evin terasında daha şimdiden birçok farklı telefon görüşmesi yapmıştım. Olayların baskısı altında bunalıp içeriklerine göre görüşmelerin heyecanıyla sağa sola emirler verip sesimi yükselttiğim, kızdığım ve hatta birkaç kez kendimi kaybedip öfkelendiğim bu sürede, Dreamer yanı başımda durup beni sessizce seyretti.
Kendilerine her şeyin yüzlerce defa tekrarlanması gereken bir beceriksizler takımını yönetmek gibi nankör bir görevden dolayı böyle didiniyordum. İnsanlar nasıl bu kadar kalın kafalı olabiliyor, çok basit ve net bir talimatı bile nasıl böyle yanlış anlayabiliyorlardı? Arada bir dönüp Dreamer’a bakıyor, sabahtan beri yaptığım yığınla iş nedeniyle bana başıyla vereceği bir destekleme işaretini almak veya bana katıldığını gösteren bir bakışını yakalamak için aranıyordum.
Ben hâlâ uzun bir telefon görüşmesinin son diyaloglarını tamamlamak üzereyken, Dreamer beni şaşkınlığa düşürerek, “Telefonu açtığında ‘Alo, kim o?’ diye değil, ‘Alo, ben kimim?’ diye yanıtlamalısın” dedi. Söylediğini tam anlayamadığımı sandım. Bunları, özellikle önemli bir şey aktaracağı, yani yaptığım her şeyi olduğu gibi bırakıp sözlerine kulak kesilmem gereken zamanlarda hep yaptığı gibi fısıltıyla söylemişti. Hemen hazır ola geçtim. Tek bakışım, Dreamer’ın çoktan acımasız bir yırtıcıya dönüştüğünü anlamama yetti. Bir yandan damarlarıma yüksek dozda adrenalin pompalandığını hissederken, öte yandan omurgamdan aşağı soğuk bir ürperti indi. Toparlayabildiğim tüm sükûnetimle az önce söylediklerini tekrar etmesini istedim; ama sesim büyüyen bir korkuyla çoktan çatlamıştı.
Aşağıdaki alıştırmaları Louise Hay'in Düşünce Gücüyle Tedavi kitabından aldım. Kırgınlıkları gidermek ve bağışlamak için ideal alıştırmalar. Bu alıştırmalar koçlukla doğrudan ilişkili olmasa da aşağıdaki çalışmalardan ben çok faydalandım. Hepsi, yol alabilmek ve içimizdeki olumsuz duygulardan arınmak için harika birer araç.
Alıştırma: Kırgınlıkları Yok Etmek
Kırgınlıklarımızı yok etmek için daima etkili olmuş eski bir Emmet Fox alıştırması var. Fox sessizce oturmanızı, gözlerinizi kapamanızı, zihninizi ve bedeninizi gevşetmenizi salık veriyor. Sonra da karartılmış bir tiyatroda, küçük bir sahnenin önünde oturduğunuzu zihninizde canlandırın. En çok kırgınlık duyduğunuz kişiyi sahneye koyun. Geçmişte, şu anda, yaşayan veya ölmüş bir kişi olabilir. Bu kişiyi net bir şekilde görebildiğiniz anda, onu istediği şeyleri gerçekleştirmiş, mutluluktan yüzü gülen biri olarak hayal edin.