Bu bölümden sitemiz üyelerine sunduğum, bakış açınızı değiştirecek ve adım atmanızı sağlayacak ücretsiz içeriğe ulaşabilirsiniz.

Bu bölümde, Hayatınızı değiştirecek 50 güçlü soru dokümanı ve birçok uygulama içeren yazı bulunuyor.

Ayrıca sitemize üye olduğunuzda ayda birkaç kez gönderilen e-postalarla, yeni eklenen yazılardan da haberdar olabileceksiniz.

Sol menüden giriş formuna ulaşabilirsiniz!

Aşağıdaki yazıyı zaman zaman önerdiğim Aykut Oğut'un Evrenden Torpilim Var kitabından aldım. Bir işi yaparken onu ana hatlarıyla nasıl programlayabileceğinizi, boyunuzu aşan kısımlarını da evrene havale ederek onunla işbirliği içinde nasıl çalışabileceğinizi anlatıyor.

Bu konular üzerinde çalışırken yazıp çizmeyi, yani daha elle tutulur egzersizleri seviyorsanız, işte tam size göre bir tane. Bu egzersizi iki ayrı kaynaktan öğrendim. Hocam Mike Dooley “piramit” şeklinde verir genelde bu egzersizi ve Abraham Hicks doğrudan “işleri asistanınıza” yüklemekten bahseder. Ben de piramitle asistanı birleştirerek veriyorum.

Diyelim olmasını istediğiniz bir hayaliniz var. İlişki, iş, para, öğrenmek istediğiniz bir şey. Her ne ise, ama şu anki imkânlarınızla nasıl altından kalkacağınızı bilmiyorsunuz. Bir şekilde kendinizi KISITLANMIŞ hissediyorsunuz. Hemen işlerin bir kısmını asistanınıza, Evren’e yükleyin.

Bu egzersizle son derece kısa sürede harika sonuçlar elde ettim. Hatta en iyisi size kendi örneğimi verip, uygulamasını öyle göstereyim.

30 yılı aşkın bir süredir Evlilik Danışmanlığı yapan Dr. Gary Chapman'ın yazdığı 5 Sevgi Dili adlı kitaptan uzun zamandır alıntı yapmak istiyordum. Bu sefer ben fazla yorum yapmayayım, kitabın arka kapağından aldığım aşağıdaki paragraf, kitabın içinden seçtiğim bölümler ve orijinal siteden çevirdiğim paragraflar konuşsun...

Eğer sevginizi eşinizin anlamadığı bir dilde ifade ediyorsanız, ona sevgi gösterdiğinizi hiç fark etmeyecektir. Sorun iki ayrı dilde konuşmanızdadır. Belki kocanız cesaret verici sözler duymak istiyor ama siz bir akşam yemeği yemenin onu neşelendireceğini düşünüyorsunuz. O kendisini kötü hissetmeye devam ederken siz hayrete düşüyorsunuz. Veya, belki de eşiniz, çocuklardan ve televizyondan uzakta sizinle beraber olmayı çok arzuluyor. Hediye ettiğiniz çiçek de ona değer verdiğinizi anlatmıyor... Beş sevgi diliyle eşinize sevginizi etkili bir şekilde gösterip karşılığında gerçek sevgiyi bulmayı öğreneceksiniz.

Barışçıl İletişim, Psikolog Dr. Marshall Rosenberg'in yaklaşık 50 yıldır, dünyanın birçok ülkesinde okullar açarak öğrettiği bir iletişim tekniği. Bu teknik sayesinde, konuşurken duygu ve ihtiyaçlarımı ifade ederek hayatımda neleri değiştirebileceğimi gördüm. İçindeki prensiplerden sadece aklınızda kalanları bile uygulasanız ciddi sonuçlar alacağınızı şimdiden söyleyebilirim. Aşağıdaki yazı Barışçıl İletişim'i çok güzel özetliyor. Çeviri için arkadaşım Seray Okan'a teşekkürler.

Barışçıl İletişim sayesinde şimdiye kadar birçok evlilik kurtarılmış, ebeveynler çocuklarıyla yeniden ilişki kurabilir hale gelmiş, okullar ve enstitüler ise işlevlerini çok daha iyi yerine getirir hale gelmişlerdir. Saldırgan kişilerin öfkeye odaklanmasını ortadan kaldırdığı için tecavüzlerin ve cinayetlerin bile bu sayede engellendiği söylenebilir. Hem Amerika’da bir çok şehirde hem de dünyanın dört bir yanında şimdilerde Barışçıl İletişim çalışma grupları oluşturulmuş durumdadır.

BARIŞÇIL İLETİŞİMİN İLKELERİ
Barışçıl İletişim şu manevi ilkeleri temel alır:

1) Herkes kendi yaşamından sorumludur. Bu, kişinin duygularıyla, sözleriyle ve eylemleriyle ilgili sorumluluğu başkalarına yüklemek yerine kendilerinin üstlenmesi anlamına gelir. Aynı şekilde kişi, başkalarının duygularıyla, düşünceleriyle ya da hareketleriyle ilgili sorumluluğu hiç bir zaman kendi üstüne almamalıdır çünkü bu onun sorumluluğu değildir.

Bir süredir "Hakan Bey, biz sizin kadar şanslı değiliz" diye e-postalar alıyorum. Bu şansı ömrüm boyunca çalışarak yarattığımı, bazı şeyleri -sunulan şey hoş göründüğü anda bile- reddederek içimdeki sesi dinleyen seçimler yaptığımı anlatmaya çalışıyorum. Internet'te bu konuda araştırma yaparken şans ve şanssızlık üzerine 10 yıldır deneyler yapan psikoloji profesörü Richard Wiseman`ın sitesine rastladım. Aşağıdaki yazının bir kısmı daha önce Türkçe'ye çevrilmiş. Ben de kendisinin sitesindeki etkileyici örnekleri çevirerek yazıya ilaveler yaptım. Özellikle şanssız olduğunu düşünenlerin okumasını öneririm.

Neden bazı insanlar inanılmaz derecede şanslıyken, diğerleri hak ettikleri olanaklara asla sahip olamaz? Bir psikolog, yanıtı bulduğunu söylüyor. "10 yıl önce, şansı araştırmaya başladım. Neden bazı insanların hep doğru zamanda doğru yerde olduğunu, diğerlerinin ise sürekli olarak şanssızlıklarla boğuştugunu merak ediyordum. Ulusal gazetelere ilan vererek kendilerini her zaman şanslı ya da şanssız hisseden insanların benimle temasa geçmelerini rica ettim.

Yüzlerce erkek ve kadın, araştırmam için gönüllü oldu. Yıllar boyunca, onlarla söyleşiler yaptım; yaşamlarını gözlemledim ve deneylere katılmalarını sağladım. Sonuçlar gösterdi ki insanlar, neden şanslı ya da şanssız olduklarını tam olarak bilemeseler de düşünceleri ve davranışları, bu durumu büyük ölçüde etkiliyor.