Hayatın tadını çıkartmayı unuttuk. Çocukluktan beri bize verilen hedefleri başarmaya çalışıyoruz. Kendi yeteneklerimizi, kendi keskin olduğumuz yanları ortaya çıkarmak yerine, sanki her konuda mükemmel olmak zorundaymışız gibi yarışıp duruyoruz. Yarıştıkça karşılaştırıyoruz, karşılaştırdıkça da kendimizi eksik hissedip mutsuz oluyoruz.

Osho diyor ki: Bir ot parçasına da, en büyük yıldız kadar ihtiyaç duyulur. Ot parçası olmadan, Tanrı olduğundan eksik olacaktır. Guguk kuşunun sesine de herhangi bir Buda kadar ihtiyaç duyulur. Guguk kuşu yoksa dünya daha eksik, daha fakir olacaktır.

Biz her halimizle yeterliyiz, her halimizle güzeliz. Ancak bize öğretilen çok fazla "meli" "malı" var. Başarılı olmalısın, güzel olmalısın gibi. Bunları fark edip temizlemedikçe başkalarının talep ettiği hayatları yaşıyoruz. Onların belirlediği güzelliğe, başarıya göre davranmak durumunda kalıyoruz. Sonuçta kendi ihtiyaçlarımızı doyuramadığımız için aç kalıyoruz.

Çok azımız uyanıp da "Acaba ben ne istiyorum?" diye soruyor. İçindeki anne babayı susturamayanlar, kendi hayatlarını değil onların beklediği hayatları yaşıyorlar. Bu öyle bir ikilem ki kendi istediği hayatı da seçse, anne babasının istediği hayatı da seçse hep suçluluk duyuyor. Yapmamız gereken tek şey o kafamızdaki anne baba sesini kısıp kendi ihtiyaçlarımızı dinlemeye başlamak.

Kendimizle iletişim kurmayı bilmediğimiz için başkaları ile de bilmiyoruz. İfade edilmeyen her kızgınlık, her suçluluk bizi şişirmeye devam ediyor. İhtiyaçlarımızı söylemeyi bilmediğimiz için aç kalmaya devam ediyoruz. Aç kalınca; hayattan alamadığımız tadı çikolatadan, alışverişten almaya çalışıyoruz.

Karşılaştırma sadece başkaları ile değil. Kendimizi de kendimizle karşılaştırıp duruyoruz. Dünkü halimizi beğenmiyoruz. Aldığımız kararları beğenmiyoruz. Halbuki o zaman da bildiğimizin en iyisini yapmıştık. Elimizdeki seçeneklerin içinden en iyi ikinciyi seçmemiştik ki? Bunu unutuyoruz. Şimdi olaylara daha geniş açıdan bakıp, farklı değerlendirebildiğimiz için sevinmek yerine buradan da bir suçluluk yaratıyoruz.

Suçluluk duyan insanların bir kısmı bu durumdan kurtulmak isterken bir kısmı da aslında bu durumun sürmesini istiyor. Acı çekmekten zevk alıyorlar. Kendilerini kamçılamayı alışkanlık haline getirmişler. Herhangi bir olayın içinden kendilerini suçlayacak kısmı cımbızla çekip çıkarabiliyorlar. Sonra bir mücevher tasarımcısı gibi özenle üzerinde çalışarak onu daha da süsleyip büyütüyorlar.

  • Herhangi bir olay seç,
  • Bu olayda yanlış ya da eksik bir şey bul,
  • Bulduğunu ben yetersizim, yapamıyorum düşüncesi ile harmanla
  • Ve güzelce kendini suçlamaya başla... (İptal)


Bu 4 adımlık döngünün herhangi bir yerinde kendimizi yakalayabilirsek, kolayca onun dışına da çıkabiliriz.

Ne kadar çok sevildiğimizi kendimize hatırlatalım. Ayna karşısında her bir noktamıza methiyeler düzelim. Kendimize karşı cinsin ağzından bir aşk mektubu, çocuğumuzun ağzından bir sevgi mektubu yazalım. Bol bol elimizdekilere şükredelim.

Biz olmasaydık evren bir parça eksik olurdu... Biz her zaman seviliyoruz. Her halimizle, daima mükemmeliz.

Bu yazı Elele dergisinin Mart sayısında yayınlandı.

Yorumlar  

#1
"Seda, sen olmasan evren bir parça eksik olurdu" konulu maili görünce kendimi gerçekten iyi hissettim. Evren o kadar mükemmel yaratılmış ki, çok küçük, belki hiç farkında olmadığımız bir şeyin bile olmaması evreni eksiltir aslında.
Yazınız gerçekten çok güzel, bunun mail olarak gelmesi de iyi hissettiriyor.Teşekkürler :-)
seda 1 Mart 2011
#2
Bu açıdan bakınca ne büyük bir lütuf...varlığımı esirgemeyen rabbime şükürler olsun..mükemmel BEN'i seviyorum..:-)

Teşekkürler, çalışmalarınızda başarılar Hakan Bey..
deniz 1 Mart 2011
#3
Gerçekten mükemmel.bana güzel duygular hissettirdiniz.En kısa zamanda sizinle çalışmayı evrenden istiyorumm.Teşekkürler.
yeşim 1 Mart 2011
#4
Çok teşşekürler ,evet gerçekten de varlığımın duyumsandığını ve takdir edildiğini ,sevildğini bilmek çok çok güzellllll
ozge 1 Mart 2011
#5
ne kadar da kısa ve öz...benim de yıllarca yaşadığım çoook aşina bir konu...Sevgili Hakan eline ,yüreğine sağlık...ışıltın her daim olsun...
gülsevil 1 Mart 2011
#6
beni bana hissettirdiğiniz için tşk ederim.
dürdane 1 Mart 2011
#7
bütünün bir parçası olduğumuzu bilerek farkında yaşayabilmek ne güzel! zaman zaman unutsam da, bunu hatırlatacak birilerinin etrafımda hep var olması beni ayrıcalıklı kılan nedenlerden biri,bu yüzden sizi tanıdığıma mutluyum... ;-)
arzu demir 1 Mart 2011
#8
Kaç gündür aklımda olup da içselleştirmeye niyetlendiğim bir konu ve tammm zamanında geldi yazınız..İyi ki varım iyi ki varsınız :-) Sevgiler
Hatice 1 Mart 2011
#9
insan bazen onaylanmak ister ya. işte mailide öyle bir anda açtım. ve harika bir duygu yaydı içime sen olmazsan evren bir parça eksik olurdu...
yazınız ayna tuttu teşekkürler...
sema
sem 1 Mart 2011
#10
Başlığı ve içeriği ile güzel hissettiren bir mail:-))Aslında bildiğimiz şeyler bir bütünün parçası olduğumuz gerçeği..hatırlatılması çok güzel.. çok teşekkürler
sultan 1 Mart 2011
#11
Merhabalar,bugün güne çok güzel başladım.Ama bazı aksilikler yaşadım,canım sıkıldı ve o esnada mailimi açtım ve cevap karşımdaydı ben olmasam evren bir parça eksik olurdu bu mail beni kendime getirdi ve iyi hissettim sevgiyle kalın
Gökçe 1 Mart 2011
#12
merhaba,
sizden gelen bir mail görünce acayip heyecanlandım.Sitenizi sürekli takip ediyorum,yeni çıkan yazılarınızı dört gözle bekliyorum,
Bu yazıda şu anda tam bana hitap ediyor, bu kadar yerine oturabilirdi.Size çok çok teşekkürler .
Sizinle en kısa sürede tanışmak ve yardımınızı almak istiyorum.
BELGİN 1 Mart 2011
#13
Yine diyet yaptığım sıralardı sanıyorum.Gece herkes uyuduktan sonra buzdolabının kapağını açıp saldırasıya yemekleri mideme indirdiğim bir gece.Daha kursağıma düşmeden de hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladığım o kabus gece..
Yazınızı okuduğumda kendimi dayak arsızı falan sandım.yani herhalde öyleymişim..Ne yazık..
Oldum olası yemek yemekten keyif alan, başkaları istediği kadar zayıf,güzel vs olsun umrunda olmayan bir karakteri, kim diyetlere sokmuş(sokmaya çalışmış)kim halinden şikayetçi kimliğe bürümüş bilmiyorum..
Kendi kendimi mutlu etmek için mi yiyiyordum, yoksa anne babamın dediğini yapmamak,onlardan gizliden gizliye intikam almak için m? ondan da emin değilim..

Şu an hissettiğim tek şey mükemmel tespitleriniz karşısında kötü hissettiğim..

İçimde bir ses:
neler yapmışım ben kendime allahım...neler..?"diyor o kadar..
Ceyda 1 Mart 2011
#14
Hakan bey merhaba.Yazı için çok teşekkürler. İnsan kendine saygı duymalı kendini sevmeli, ama başkalarını da unutacak kadar değil.İçimize ,bize ses vermeliyiz, onu sevmeliyiz, evrende her şey sevgi için yaratılmış.Biz kendimizi sevip ona kulak verirsek tüm bir yaşamı herşeyi kucaklar (otu, böceği,çiçeği,ağaçları, hayvanları daha daha bir çok şeyi)severiz hayata daha sıkı sarılırız.Ayrıca sevdiklerimize de. Beni çok mutlu ettiniz.Bu günlerde herkesin buna çok ihtiyacı var.Sağolun sizleri tanıdığım için çok mutluyum ayrıca çok şükrediyorum.:-):-)
ZEYNEP HİLAL 1 Mart 2011
#15
Merhaba,

Kişinin kendine acıma hissinin varolmasındaki tek sebebin, kendini bulma yolunda, başka kimse ile paylaşamıyacak kadar derin rüyalarda gezindiğini farketmesinden kaynaklı olduğunu düşünmekteyim.

Hepimiz zaman zaman alışkanlıkların, köleliğini yaşadığını ve bu köleliğe dur demek için kendi içimizde bir devrim yaratma güdüsü ile ya sosyal alanda anarşist devrimci yada diktatör yada kendi içimizde devrimci anarşist ya da diktatör oluyoruz... peki ya biz kimiz...?

Biz birşey değiliz, bize ne olduğumuzu söyleyen tek güç, gene aynaya olmak istediğini söylediğimiz biz yani özgür.. aynanın yerine her geçinildiğinde ne denli beklentiler ile yok ettiğimizi ve rüyamzıı kirlettiğimizi farkederiz.
özgür 1 Mart 2011
#16
Mailiniz çook tşk ederim.Çok güzel bir yazı.Herkesin bize yüklediği suçluluk duygusunun en iyi tespitive tarifi olmuş...
Müşerref 1 Mart 2011
#17
bu 4adımım 4ünde de kendimi buldum..:S umarım dışan çıkabilirim..
ayse 1 Mart 2011
#18
Merhaba,bir ara öyle bir yere gelmiştim ki, "acaba ben ne olmak istiyordum" un yanıtını bir türlü bulamadım ve deliler gibi çikolata yemeye başladım. Kendimi bu evrene ait hissetmiyordum. Yeni yeni her yaratılanın bir neden ile yaratıldığını ve olmazsa olmaz olduğunu düşünmeye başladım. Ama hala nedenini bulamadığım kabullenemediğim konular var. En azından herzaman için elimdekilere şükrettim. Evet ben mükemmelim çünkü yaradanın bir parçasıyım...

funda
FUNDA 1 Mart 2011
#19
ben olmasam ne olurdu diye sorarim kendime zaman zaman.. cvp mükemmel bir zamanda geldi...tskrler hakan bey... :-)
elzem 2 Mart 2011
#20
Hakan Bey içimizde gizli kalmış noktayı gözler önüne sermekte çok başarılı bence. Söylediklerinde çok haklı bence. Aslında vermiş olduğu çözüm önerileri de çok akıllıca, basit ve etkili. Ancak bence asıl sorun bu yöntemleri hayatın bir parçası haline getirebilmekte. Okuduğunuz zaman "ah evet, ben bu açıdan hiç düşünmemiştim, bu yöntemleri hemen kullanmaya başlıyorum" diyorsunuz. Fakat belki de birkaç seferden sonra hayatın içine çekilip tekrardan eski çarkın bir parçası haline gelmeniz işten bile olmuyor. Bence insan ne zaman ki bunların sürekliliğini sağlamayı başarıyor, işte o zaman hayata karşı pozitif bakabiliyor.
Deniz Boztepe 2 Mart 2011
#21
evrende hepimize bir yer, her istediğimizi de elde edecek kadar bol malzeme var. Sadece önce kendimizle ilgilenmeyi kendimizi keşfetme yolculuğuna çıkıp, bunun farkına varalım. O zaman evrendeki yerimizi daha iyi anlarız. Tşk ler bu güzel yazınız için.
ayşe yılmaz 6 Mart 2011
#22
hakan bey okadar güzel aydınlatıyorsunuzki çok teşekkür ederim
sevgi 10 Mart 2011
#23
en büyük başarı kişinin kendini tanıması ve en güzel biçimde ifade etmesi?Fakat ne yazıkki en büyük eksiğimiz kendimizi saklamak,sakladıkça ruh bedene sıkışıyor ve booooooooooom olanlar oluyor.belki küçük fakat ne kadar önemli şeyler.teşekkür ediyoruz hakan bey sanki içimizi okuyorsunuz.....
tuba 18 Mart 2011
#24
çok şükür rabbimize allahımız hepimize bir eşsiz bir potansiyel vermiş herkesten bir tane var bu hayatta evet sormalıyız başkalarına değilde kendimize Ben ne istiyorum aslında
ebru 23 Mart 2011
#25
harika bir yazı ...bugün sevdiğim birisiyle bir telefon görüşmesi yaptım ve nihayetinde kendimi değersiz,aptalca hissettim,mesajlara baktığımda içimi bir anda mutluluk kapladı:-) ki öncesinde ben niye varım ki diye sormuştum:-),ben olmasaydım evren eksik olurdu ...mutlu oldum ,teşekkürler Hakan bey!
glcn 1 Nisan 2011
#26
Uzun zamandır fırsat bulup maillerimi okuyamıyordum, şu anda okudum ve gerçekten çok farklı bir duygu içerisindeyim. Hakan bey yazılarınızı büyük bir keyifle okuyorum. Emeğinize yüreğinize sağlık, teşekkür ederiz.
nurdan 5 Nisan 2011
#27
Hakan bey çok teşekkür ederim yazılarınız gerçekten çok güzel yazılarınızı okuyunca kendimi çok özel hissediyorum ve bu evrenin bir parçası olduğum için çok mutluyum.
SONGÜL 26 Temmuz 2011
#28
gerçekten anlam dolu bir yazı, parmak bastığı mevzuu değerli ve önemli bence, kendimize başkasının ağzından aşk mektubu kısmı biraz uçuk kaçık:) işe yararsa tabii buna değer..Ellerine sağlık Hakan bey
melek 21 Eylül 2012

Yorum yazmak için lütfen üye girişi yapın.

Okuduğunuz yazıyı beğendiyseniz, uygulamaları da içeren üyelere özel yazıları okuyabilmek ve sitedeki güncellemelerden haberdar olmak için üye olabilirsiniz.