Merhaba arkadaşlar,
Güzel mektuplarınız için teşekkür ediyorum. Değerli yaşam koçum Hakan Arabacıoğlu ile hayalimdeki ilişki konusunda çalışmam devam ediyor. İsterseniz bugün size bu çalışma esnasında fark ettiklerimi biraz anlatayım. İlk sıraya kendime inanmak maddesini koyabilirim. Bugüne kadar ihtiyacım olan bilgiyi diğer insanlardan edinmeye çalışıyordum. Artık kendi iç sesimi dinliyorum merak ettiklerimi deneyimleyerek öğrenmeye gayret ediyorum.
Bu durum benim hem kendi değerimi hem de kendi gücümü fark etmemi sağladı. Kendi yaşam sorumluluğumu aldığım anda hayat benim için sadeleşti, kolaylaştı ve keyifli hale geldi. Yaşam sorumluluğumu almam evimi geçindirmem değil elbette. Başıma gelen her şeyin sebebinin kendim olduğunu kabul etmem. Biliyorum ki karşıma gelen her şeyi, olayı yaratan benim. Öyleyse kendim için en iyisine karar verip, yaratabilecek güce sahibim.
Doğru, yanlış, iyi, kötü, haklı, haksız, başarılı, başarısız gibi tüm nitelemeler benim için artık hiçbir şey ifade etmiyor. Herkesin sadece kendi yolunda, kendi hayat deneyimiyle baş başa olduğunun farkındayım. İnsana dair tüm duygu, düşünce, değer ve niteliklere kendimin de sahip olduğunu kabul edince, "öteki" diye bir kavram benim için kalktı. Oysa ben kendimi dünya vatandaşı sanırdım. Şimdi anlıyorum ki dünya vatandaşı olabilmek, yeryüzündeki tüm insanlara dair özelliklerin bende de olduğunu kabul etmekmiş.
Tasavvufu anladığımı sanırdım, hiçbir şey anlamadığımı öğrendim. İnsanlığın bir olmasının, insana dair tüm özelliklerin kabulü olduğunu yeni fark ettim. Kendimizin aslında ne kadar çok şey bildiğini ama kendi gücünü görmezden geldiğini idrak ettim. Çünkü güçsüz ve kendini kurban gibi hissetmenin kazancı daha yüksekti. Kurban rolündeki kişiyi herkes daha çok seviyordu. Herkes onunla daha çok ilgileniyordu. Kendimi bilip, değerimi anlamak tabii kendime olan sevgimi de artırdı. Kimsenin bana değer vermesine, beni sevmesine gerek kalmaksızın ben zaten kendimi seviyor ve değer veriyorum. Bu durumda çevremde bana değer veren insanlar da çoğalmaya başladı.
Kendi gücümün büyüklüğünü görünce, hayatımda istediğim şeyleri tek tek yaratmaya başladım. Bu güçlülük beni hastalıklardan da uzaklaştırdı. Kariyerimde de hayallerime doğru gitmemi sağladı. Bugüne kadar öğrendiğimiz her şeyi çöpe atmak pek kolay değil ancak bir kez kendinizi yenileyebilir ve dönüştürebilirseniz, hayatınız tamamen değişiyor. Şimdi hiçbir şey beklemeksizin, sonucun nasıl olacağına takılmadan hayatın sadece deneyimlerden ve deneyimlerden alınan keyiften ibaret olduğunu görüyorum. Kazanmak ve kaybetmek tanımlarını hayatınızdan çıkardığınız anda yaşamın ne kadar değerli olduğunun farkına varıyorsunuz.
Peki bunların aşkla ne ilgisi var? O kadar çok ilgisi var ki! Hatta tamamen aşka dair anlattım her şeyi. Kendine değer veren, kendini seven, gücüne inanan bir kadın olarak doğal olarak karşımdakini hayli değerli ve güçlü buluyorum. Sadece var olduğu için ona değer veriyorum. Onu sevmek için herhangi bir koşulum yok. Onun hayat deneyimine de saygı gösterdiğim için ondan beklentim de yok. İkimizin yolu birleştiyse; birlikte neleri keşfedeceğimiz, birlikte neler yaratabileceğimiz ve ne kadar çok güleceğimizle ilgiliyim. Sadakati seçen bir erkekle olmayı isterim elbette ancak adama benim malımdır damgası vuracak değilim.
Bu konuyu sorularınızla daha zenginleştirebiliriz. Görüşmek üzere.
Hayalinizdeki İlişkiye Ulaşın uygulama paketini alarak kendi kendinize yapacağınız uygulamalarla ilişkiniz ile ilgili engelleyen inançlarınızı dönüştürebilirsiniz.