Ayşegül ile 2011 yılında başladığımız, zaman zaman uzun aralar vererek ilerlediğimiz koçluk görüşmelerinin hikayesini ve kendisinin adım adım neleri başardığını bu bölümde okuyabilirsiniz. Bu yazılar, bölümler halinde farklı mecralarda yayınlandı.

Merhaba arkadaşlar,

Sonbahara girmiş olmak beni çok heyecanlandırıyor… Herhalde sonbahar çocuğu olduğum için çok seviyorum. Ayrıca şehir hareketlendi diye de seviniyorum. Herkes tatilden döndü diye seviniyorum. Bilmem siz ne düşünüyorsunuz? Bu arada işlerle ilgili tüm ayrıntılar ekim ayını bekliyordu. Size anlatmışımdır herhalde, bir çok fırsat, teklif ve olanakla karşı karşıyayım. İçimdeki ses hepsiyle hemen ilgilen diyor. Oysa yaşam koçum Hakan Arabacıoğlu tam tersini vurguluyor.

Hakan'la bu haftaki görüşmemizin ana konularından ilki hayallerimize giden yolda karşımıza çıkan olasılıklarda tavrımız nasıl oluyor? Bazı okurlarımız benim çok uzun cümleler kurduğumu söylemiş, haklılar gerçekten. Çok konuştuğum gibi, cümlelerim de uzun, kısa tutmaya çalışacağım. İşle ilgili birçok fırsat çıkınca, hepsiyle bir parça ilgilenmek istiyorum. Görüşmeler yapıyorum, teklifler hazırlıyorum, hatta gönüllü danışmanlık bile yapmaya başladım. Bu arada kitap projesi var, kurumsal eğitimler, motivasyon konuşmaları vs hepsini aynı anda yapmak istiyorum.

Ben bunları birer marifet olarak Hakan'a anlattım, şöyle oldu, böyle oldu, zannediyorum ki çok iyi durumdayım. O bana gayet ciddi bir şekilde bakıp, "Peki senin vizyonun nedir?" dedi. Benim bir vizyonum elbette var, uluslararası alanda pazarlama iletişimi, Türkiye'de ise lider iletişimi alanındaki en iyi danışmanlardan biri olmak. Hakan sordu, "Peki şu anda hazırlık yaptığın çalışmaların hepsi bu hedefe uygun mu?" Bazısı uyuyor, bazıları ise ilgisiz.

İyi ama ben evrenden istedim, birçok şey gelmeye başladı. Olabilirmiş ancak kendi yolumuzdan ayrılmamız bizim yararımızaymış arkadaşlar. Yani iş değiştirmek, kârlılığını veya müşterilerini artırmak, benim gibi kendi işini kurmak isteyen dostlarım; bu dönemeçte hedeflerimize odaklanalım. Ayrıca Hakan, bir önemli konuyu daha gündeme getirdi. "Peki, hizmetlerinin bedeli belli mi, insanlar sana ne kadar ödeyecek?"

Ben yine marifet gibi kişilerin bütçesine göre teklif hazırlamaya çalışıyorum. Üstelik kimsenin bütçesini de bilmeden. Kendimce iyilik yapıyorum. Oysa emeğimin karşılığını belirleyip, tavrımı koymalıymışım. Gerçekten de öyle. Ben mütevazı davrandıkça zaten insanlar daha pahalı danışmanlara gitmemiş miydi?

Öyleyse ne yapıyoruz? Mutlu olduğumuz, keyifle ürettiğimiz ve odaklandığımız çalışmaların adaletli bir şekilde değerini belirliyoruz ve bunu bildiriyoruz. İsteyen alır, istemeyen almaz. Bizim değerimizdeki insanlarla çalışmak isteyenler mutlaka bizi bulacak. Buna yürekten inanıyorum. Böylece severek üretirken, servetimizi yapacağız. Evrenin çekim yasasına güvenerek bugüne geldik. Zengin müşterileri de çekeceğiz hep birlikte.

Yol arkadaşlığınız için şükrediyorum. Sevgilerimle,

Hayalinizdeki İşe Ulaşın uygulama paketini alarak kendi kendinize yapacağınız uygulamalarla işiniz ile ilgili engelleyen inançlarınızı dönüştürebilir, ne yöne adım atmak istediğiniz konusunda netleşebilirsiniz.

Yorum yazmak için lütfen üye girişi yapın.

Ayşegül'e Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. adresinden ulaşabilirsiniz.