Uzun yıllar memleketimden uzak bir yaşam sürdükten sonra iki çocuğumu da alıp İstanbul’a taşınarak eski kocamdan uzakta yeni bir hayata başlamaya karar verdim. İlk birkaç ay heyecan verici bir yenilikteydi ve arzuladığım tempoda ilerliyor gibiydi. Ne var ki fark etmediğim bir şey vardı; yeni yaşamım üzerinde hâkimiyetim yoktu. Olaylar istediğim şekilde gelişmiyordu. Yanlış insanlarla karşılaşıyordum.
Yorucu boşanma mücadelem hâlâ sona ermemiş ve her geçen gün daha da berbat bir hal almaktayken, tüm bunların üstüne bir de hiçbir sabit gelir umudunun olmadığı durumumun, ancak varlığımı sürdürecek kadar azalmış maddi imkânlarımın zorluğu vardı. Ayrıca bir de kanımın son damlasını da emen ve beni bitkin bir hale getirecek kadar tüketen sağlıksız bir ilişkiye bulaşmıştım. İzlediğim yolun pek de farkında olmaksızın, birdenbire kendimi zifiri karanlıkta çıkmaz bir sokakta, çok büyük bir duygusal acının ve dayanılmaz bir ıstırabın içinde buldum. Acıdan gözlerim kör olmuş bir halde, hiç sevilmediğim hissiyle, kendimi asıl içsel benliğimden giderek daha da uzaklaştırarak azalan özsaygımı kibir ve cehaletle gizledim. Tıpkı çarpmak üzere olan başıboş bir mermi gibiydim.
Değişmem ve dizginleri ele almam gerektiğini biliyordum. Fakat nasıl ve nereden başlayacağımı bilmiyordum.
Sonra sabır, sükûnet, sevgi ve sebatla donanmış olan Hakan girdi yaşamıma. Bana sorular sordu. Beni sarsan, uyandıran, allak bullak eden sorular... Gizli hazineleri açan ve en büyük korkularımın ne kadar basit olduğunu gösteren sorular... Kendime hiç sormayı düşünmediğim sorular... Birdenbire bana farklı bir boyutu, daha önce göremediğim yeni ufukları gösteren sorular...
Tüm bu soruların tek bir amacı vardı: acıdan körleşmiş gözlerimin göremediği ve bilinmeyenle yüzleşme korkusundan ötürü bakmaya cesaret edemediği şeylerin üzerine yavaş yavaş ışık tutmak. Haftalar ve aylar boyunca Hakan elinde bir meşale tutarak karanlığımı aydınlattı. İçimdeki çözümleri ve cevapları bulmama yardım etti. Ben değişmeye başladıkça yaşamım, gerçekliğim değişti ve yönlendirdiğim şekilde yol almaya başladı. Kendi değerimi görmeye başlayarak, özsaygımı arttırdım, geçmişle barıştım ve kendi ayaklarımın üzerinde durmayı öğrenerek maddi bereketime doğru yol aldım. Hakan’dan aldığım kıymetli hediye, hayatı yaşarken etrafımdaki her şeyi farkındalık, açıklık, şefkat, sevgi ve minnettarlıkla algılamak... Hepsinden önemlisi de Hakan sayesinde, her gerçek sevginin temelinde olan şeyi; kendimi sevmeyi öğrendim.
Bugünkü seans ve yolumu aydınlatan hayat dersi için tekrar teşekkürler. Hayatımdaki tüm taşları temizlemem ve sevinç, bereket ve sevgiye dair algımı geliştirmem konusunda bir adım daha atmama yardım ettiğin, hayatımın bir parçası olduğun için derinden minnetarım. Hem de çok önemli bir parçasısın! Beni hayal edilebilenin ötesinde, en azından benim hayal edilebileceğine inandığım bir noktanın ötesinde geliştiren bir parçasısın. Sayende kendime yakınlaşıyor, hayatımı ve sevdiklerimin hayatlarını kaplayan o iyileştirici ışığı hissediyorum. Gelişim yolumu aydınlatan enerjine, sabrına ve koşulsuz sevgine teşekkür ediyorum. Yaşam sevgisi ve bilgeliğin ışığı etrafına her zaman en doğru insanları çekmeni sağlasın.
Çok Sevgilerimle.
Füsun Vollmuth, Kasım 2011