Mutsuzluğumun dibe vurduğu günlerden birini yaşıyordum. Internet’te dolaşırken gözüme Hakan Arabacıoğlu takıldı. Her şey o gün başladı. Hakan Bey’le çalışmaya başladık. Bu benim için zor ve sancılı bir süreçti. Bugüne kadar kendimi doğru sorgulamadığımın, kendi düşüncelerimle bir cehennem yarattığımın ve bunun sonucunda doyumsuz, huzursuz, sıkıntılı, korku ve kaygılarla dolu bir insan haline geldiğimin farkında bile değildim. Bazı zamanlarda nefes almakta güçlük çekiyordum. Devamlı bir şeylere geç kaldım düşüncesi beni panik, aceleci ve endişeli bir ruh hali içinde tutuyordu. Hakan Bey’in profesyonel, düşündüren, geliştiren soruları her görüşme sonrası bende içsel- düşünsel anlamda farkındalıklar yaşamamı sağladı. Hayatımın akışının giderek istediğim şekle dönüşmeye başlaması çok ilginç ve anlamlı, mutluluk verici bir deneyim haline gelmeye başladı.
Kendim zannettiğim ben, zaman içinde kaybolmaya başladığında aslında düşüncelerim ile yarattığım bir mutsuzluk girdabında gereksiz yere acı çekip üzülüyordum. Oysa gerçekte üzülmemi mutsuz olmamı gerektirecek bir durumum yoktu. Birçok insanın sahip olmak isteyeceği bir hayatım vardı ama ben bunu görüp hissedemiyordum. Tüm yaratımlarımı çaresizlikten, acıdan, korkudan, suçluluk duygularından beslenerek yaratıp, o döngüde dönüp duruyordum. Bunlar da belki yıllar içinde farkında olmadan öğrendiğim öğrenilmiş çaresizliklerimdi. Kendini fark edebilmek, tanımak, bulmak bu olmalıydı. Gerçek ben olan Ayşe’nin gerçekten nelerden mutlu olduğunu bile bilmiyordum. İstediğimi zannettiğim pek çok şeyin gerçek düşüncem ve istediğim şey olmadığını görmek çok şaşırtıcıydı.
Özel hayatımda ilişkimde sorunlar yaşıyordum. Bir türlü aradığım adamı ve ilişkiyi bulamıyordum. Hakan Bey'le çalıştıktan kısa bir süre sonra özel hayatımda olumlu yönde değişiklikler yaşamaya başladım. İlişkilerimde tam da istediğim gibi kişilerle tanışmaya başladım. Önceden "benim istediğim kişi çok iyi ben onunla olamam, beni fark etmez bile" dediğim kişiler hayatıma hem ciddi bir şekilde hem de bana değer vererek girmeye başladı. Kendime hak ettiğim sevgi, saygı ve değeri verdikçe, kendimi önemsedikçe karşıma beni seven, sayan, hak ettiğim değeri veren kişiler çıkmaya başladı. Ne bir eksik ne de fazla. Aslında bu kural tüm diğer kişilerle yaşadığım deneyimlerim içinde böyleydi. Şimdi başta kendim ve sonra diğer insanlarla ilişkilerimde doyum verici ilişkiler yaşamaya başladım.
Ezbere yaşamayı bıraktım. Beklenti ve zorunlulukları, mecburiyetlerimi, ne olacak şimdi demeyi bıraktım. Anda yaşamayı mutluluğu ve kendimi hissederek, akışa teslimiyet ve tevekkül içinde kalarak yaşamaya başladıkça her şeyin nasıl da kendiliğinden yoluna girdiğini, güzelleştiğini gördüm. Olanı olduğu gibi kabul edip teslim olmak her işimi kolaylaştırdı. Kendi akışımı kendim kesiyordum. Bunu da negatif düşünüp, hissederek yapıyordum. Tüm bu güzel dönüşüm ve farkındalık yolculuğumda bana bilgisi, hocalığı, samimiyeti ile kendimi bulmama, kendi ışığımı görmeme fark etmeme vesile olan çok değerli hocam Hakan Arabacıoğlu’na sonsuz teşekkürler.
Ayşe S. Kırklareli - Mayıs 2012