Ayşegül ile 2011 yılında başladığımız, zaman zaman uzun aralar vererek ilerlediğimiz koçluk görüşmelerinin hikayesini ve kendisinin adım adım neleri başardığını bu bölümde okuyabilirsiniz. Bu yazılar, bölümler halinde farklı mecralarda yayınlandı.

Merhaba arkadaşlar,

Size güzel haberlerim var. Yaşam koçum Hakan Arabacıoğlu ile kilo verme konusunda devam eden çalışmamızın ilk ayında üç kilo verdim! Nasıl olduğunu ben de anlamadım. Diyet veya egzersiz yapmadım, pişirdiğim yemekler de aynı ancak baskülde fark eden kilo miktarı üç!

Hakan'la olan görüşmelerimizi, ev ödevlerimi size olduğu gibi anlatıyorum. Son bir ay boyunca yaptığım yegane şey, kendimi takip etmek oldu. Evet, kendimi takip etmek. İradeli davranıp davranmadığımı kontrol etmiyorum. Sadece içimden geldiği şekilde, kendimi ifade edip etmediğime bakıyorum. Ödevlerimi yapmak, bu süreci daha da kolaylaştırıyor. Örneğin, ben bu hafta ödevimi yaparken, kilo verirsem kendimi beğeneceğimi söylediğimi gördüm. Yani kendimi beğenmek için bazı şartlarım var. Bu tür şartları hayatın içinde çok sık görüyoruz. İşimi değiştirirsem mutlu olurum veya evlenirsem kendimi güzel hissederim gibi.

Oysa neyi değiştirirsek değiştirelim, inançlarımızı değiştirmediğimiz sürece hiçbir şey olmuyor. Sanırım sizin de buna benzer tecrübeleriniz vardır. Bu durumda kendimizi çaresiz hissediyoruz ve bu karanlıktan çıkmak pek kolay olamıyor.

Konumuz kilo olduğuna göre, benim ilk haftalardaki ödevimi hatırlayalım. Kendimi beğendiğimi, kendimi sevdiğimi, kendimi olduğum gibi kabul ettiğimi tekrarlıyordum. Hâlâ buna devam ediyorum. Zihnimiz kendini beğendiğinde, bedenimiz de beğeneceğimiz bir forma girmeye başlıyor. Kendimi takip etmekten kastım tam anlamıyla bu, kendime her daim güzel, olumlu, değerli olduğumu hatırlatıyorum. Aksi düşüncelerle vakit kaybetmiyorum.

Kendimizi beğendiğimiz, değer verdiğimiz anda aslında hayatımızın her alanında büyük değişimlere şahit olabiliriz. Hakan'la yaptığımız son görüşmede, müşterilerim ve kazancımdan bahsederken bedenimle ilgili gibi görünen kendimi beğenmeme halimin bu alanı da olumsuz etkilediğini gördük. Kendimi takdir etmiyordum, hayli önemli referanslarımı ise "sıradan" buluyordum. Durum böyle olunca, müşterilerimin de beni sıradan bulması kaçınılmazdı.

Karışık görünüyor olabilir ancak her şey o kadar basit ki. Kendimizi nasıl hissediyorsak, nasıl görüyorsak, kendimizle ilgili neye inanıyorsak hayat karşımıza aynı türde olayları ve kişileri getiriyordu. Kendimizi yenilediğimiz anda çevremiz, işimiz, eşimiz her şey bir anda değişebiliyor. Zaten başka türlü de değişmiyor. Kendimize değer vermemiz yetmiyor, bunu ortaya çıkarmalı, görünür kılmalıyız. Benim bu haftaki ödevim bu.

Bu konudaki tecrübelerinizi benimle paylaşın. Görüşmek üzere,

Yorum yazmak için lütfen üye girişi yapın.

Ayşegül'e Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. adresinden ulaşabilirsiniz.